Bu düzenleme, anlaşmazlıkların aralarındaki anlaşmazlıkların mahkemeye intikal etmeden önce arabuluculuk yoluna başvurulmasını öngörmemektedir. Arabuluculuk, tarafların uzlaşma yoluyla anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı olan etkili bir alternatif çözüm çözüm yöntemidir. Kira sözleşmelerinden kaynaklanan anlaşmazlıklarda arabuluculuğun zorunlu kılınması, mahkemelerdeki iş ayırmayı ve adliye büyümelerinin hızlanmasını sağlıyor. Türk Borçlar Kanunu'nun 5/A maddesinde, kira sözleşmelerinden doğan çatışmalarda arabuluculuğun dava şartı olduğu belirtiliyor. Taraflar, sorunlarla ilgili konuları arabulucuya götürmeden önce arabuluculuk tedavisine başvurmak zorundaydı. Arabuluculuk süreci sonunda karşıt anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma kanunen geçerli bir hüküm kazanır. Ancak arabuluculuk sürecinde uzlaşmaya varamazlarsa veya bir taraf arabuluculuk katılmazsa, dava açma hakkı saklı tutulur. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulaması, aralıklar arasındaki değişimlerin hızlı, ekonomik ve etkili bir şekilde devam etmesine olanak sağlamaktadır. Bu sayede adliyelerde iş yükü azalırken, kırılmalarda uzun süreli durma ve yargılama süreçlerinden kaçınarak daha hızlı bir şekilde düzeltmeler yapılabilir. Sonuç olarak, ilişkiden kaynaklanan çatlaklarda dava şartı arabuluculuk, ayrılıklar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde alternatif bir yol olarak devam edebilir. Yasal düzenlenmiş bu yöntemle, hem adliyelerin hızlarının artması hem de daha hızlı ve ekonomik bir şekilde adalet arayışına katkı sağlamaktadır.